ÇAD Seyahat Rehberi! Encemine’de Ne Yapılır?

Afrika ülkelerindeki yoksulluğu neredeyse duymayan kalmadı. Susuz insanlar, çıplak çocuklar, hastalık içinde can çekişen yetişkinler ve sömürgecilik nedeniyle ayakları üzerinde duramayan ülkeler. Bu kurban bayramında bölgeyi çıplak gözle görme imkânı buldum.

Afrika Çad’a olan yolculuğum Kurban Bayramından bir gün önce İstanbul Havalimanında başladı. Havalimanına ulaşım en az Afrika yolculuğu kadar zorluydu. Mısır üzerinden Çad yolculuğumuz gece yarısı başladı. Mısır’a ait firmada dünyanın pek çok diline ait film dili seçeneği olmasına rağmen Türkçe olmaması dikkat çekiciydi. Çad tehlikeli mi? Bu soru gidene kadar hep akılımızdaydı. Ülkede bir adet otel var. Onda bile sürekli elektrikler kesiliyor. Afrika ÇAD’a gidecek olanlar telefonla ortalık yerde çekim yapmamaya dikkat etmeli. O konuda oldukça titizler. Öte yandan hırsızlık konusunda da uyanık olunmalı.

Aktarma için indiğimiz Mısır’da sıkı bir aramadan geçtik. Daha sonra bu detaylı aramanın ve kötü muamelenin siyasi nedenlerden olduğuna kanaat getirdik. Tam on saatlik uçuşun ardından Afrika’nın en yoksul ülkelerinden Çad’ın başkenti N’djamena’ya ulaştık. Patates tarlasına dönen piste pilot marifetiyle inebildik.

Anadolu şehirlerindeki en küçük havalimanından daha da küçük ve mütevazı olan ‘havalimancıktaki’ ilk şoku bavullarımızın gelmemesi ile yaşadık. ÇAD ekonomisini kısaca özetleyen bir görüntüydü havalimanı. Mısır’a ait firma bizleri getirmeyi başarmış ancak bagajlarımızı getirme gereği duymamıştı!

Çad nasıl bir ülke? Yaşadığımız hayal kırıklığının sonrasında kiraladığımız eve doğru yola çıktık. Başkent N’djamena’da dikkatimi çeken araçların eskiliği oldu. Bizdeki kuş serisi araçların son model kalacağı kadar eskimiş ancak çöl şartlarına direnen araçlar ilgimizi çekti.

Bizdeki sokak hayvanları genelde kedi ve köpeklerdir. Afrika Çad’da ise birbirinden farklı renkteki kertenkeleler ve ceylanlar hemen her yerde karşınıza çıkıyor.

SUSUZ BÖLGELERDE SEVGİ SELİ

Ülkeye girişimizin bir gün sonrasında yoksullukla mücadele eden köylere gitme fırsatımız oldu. Tişörtlerimizdeki Türk bayrağını gören herkes bize ilgi gösterdi. Binlerce kilometre uzakta yaşadığım bu sevgi ve kardeşlik duygusunu tarif bile edemem. Belki karnı aç ve yarı çıplak çocuklar Türkiye’den gelen bizleri görünce gülmeye başladı ve bize sarıldı. Eğer yolunuz ÇAD‘a düşerse sizi gördükleri için mutlu olan çocuklara bol bol sarılın. Balon ve şeker getirmeyi unutmayın.

İklim olarak aşırı sıcak bir ülke olan Çad’ın hava durumu insanları da etkilemiş. Çoğu insan ya çok ağır iş yapıyor ya da hiç çalışmıyor. Bu durumda batı tarafından sömürülmenin ve geri kalmışlığın da etkisi yadsınamaz.

Öte yandan köylerdeki evleri görünce gözlerime inanamadım. Tamamen çalıdan yapılmış evlerde kesimlikle elektrik ve su bulunmuyor. Şanslı olanların köylerinde ortak kullanım olan su kuyuları var ve herkes ihtiyacını oradan sağlıyor.

Bölgede bulunduğum sürede yaklaşık otuz bin devesi olan ve göçebe yaşan bir kabilenin deve hastalığı nedeniyle tüm hayvanlarını kaybettiği ve çok zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi verdiğini duydum. Çad Gezilecek Yerler? Açıkçası yardım gönüllüsü değilseniz ÇAD çok da gezilecek bir yer değil. Ama yolunuz düşerse şu noktalara uğrayabilirsiniz, Zakouma National Park, ÇAD Gölü, Toussidé.